Archive for Kasım 2010

Figli Di Madre Ignota

29 Kasım 2010 Pazartesi § 0

When I’m with you it’s paradise
No place on earth could be so nice
Through the crystal waterfall
I hear you call
Just take my hand in this paradise
You kiss me once
I’ll kiss you twice
And as I gaze in your eyes
I realize it’s paradise.

28 Kasım 2010 Pazar § 0

Hepimiz oynadık bunu biliyorum. Asıl bildiğim acı şey, hepimizin ara sıra Gerizekalı ya da Aptal çıkıp bide üstüne hırs yapıp Zeki ya da Bilgin çıkınca içimizin rahatlaması.
Şimdi bunu bi açıklığa kavuşturalım.

§ 0

Hayatımın son 5 senesi yollarda geçiyor, her gün nerdeyse 4 saat yol yapıyorum. (yol yapmak?) Okuldaki insanlar 5 dakikalık yurtlarından gelip "ah,uh" yapmıyorlar mı inan usulca yanlarına yaklaşıp şapaşilleyi indiresim geliyor.
Evet benim hayatımda oturduğum semt ve ego otobüsleri gibi bir gerçek var.

25 Kasım 2010 Perşembe § 0

Çok yorgunum, çok üşüdüm ve çok gerginim. Şimdi bence sakin olup elimdeki çitosu yavaşça yere bırakmalıyım. (fakat yere?)

vicky christina barcelona

18 Kasım 2010 Perşembe § 0

maria elena:
chronic unsatisfaction!! that's your problem.. chronic unsatisfaction!!

eternal sunshi... bilirsiniz işte ya.

12 Kasım 2010 Cuma § 0

-bekle..
-ne var?
-bilmiyorum.. sadece bekle!
-ne istiyorsun joel?
-sadece biraz beklemeni istiyorum…
- keşke kalsaydın.
- şimdi keşke kalsaydım diyorum. keşke birçok şeyi yapmış olsaydım. tanrım, keşke. keşke kalsaydım.
- aşağı indiğimde gitmiştin.
- gittim. kapıdan çıkıp gittim.
- neden?
- bilmiyorum. korkmuş küçük bir çocuk gibiydim. bana fazla geldi. bilemiyorum.
- korkmuş muydun?
- evet. bunu bilmiyordun. utancımı geçmeye çalışarak sahilde yaktıkları ateşe döndüm, sanırım.
- söylediğim bir şey yüzünden miydi?
- evet. küçümseyerek "öyleyse git", dedin.
- özür dilerim.
- önemli değil.
- joely? ya bu sefer kalırsan?
- çıkıp gittim. hiç hatıra kalmadı.
- en azından gel de bir veda yarat. Sanki vedalaşmışız gibi elveda, joel

§ 0

"Kendinizi iyi hissediyorsanız, kaygılanmayın geçer."

11 Kasım 2010 Perşembe § 0

Uzun cümleler kurardım konuşurken.Eski filmlerde kaldı böyle sözler deniyor.
Ama şimdi filmler bile eskimiyor.

güneşi gördüm :m

§ 0

9 Kasım 2010 Salı § 0

Naber? Aslında bakarsan ben "sana bi bok olmaz"lardanım.
Bide sadece biraz yorgun, yalnız ve amaçsızım. Mandalina çok severim, söylediğim her şeyi içimden, bazen istemeden dışımdan tekrarlarım. Takıntılı bi ucubeyim. Cüce pazarında tümör satarım.
Bütün bunlara rağmen; Hulk- Ironman- Hellboy üçlüsünün fantastik koruması altındayım. Öptüm. Bye.

§ 0

Sesimi duyuramam benim sorunum. Çığlık gibi susuyorum, olmuyor. En sessizden bağrıyorum yine olmuyor. Olduramıyorum. Likya yolunda oturup beklemeliyim belki de sadece. Hayır, hayatım boyunca. Yapabileceğim en yararlı eylemsiz fiil gidebileceğim tek yerde oturup beklemek galiba. Sessizce, hiç konuşmadan. Sadece dinleyerek. Sadece nefes alıp vermenin en büyük değer olduğu bir yerde durup bekleyebilirim. Hiç bi yanılgının, hiç bi içten kurgunun, hesaplaşmanın,egonun, kibirin, kinin olmadığı, ama hacı şakir sabunlarının olduğu bi yer =)


sıçınk.
o'mondüyöğ.

Sanki yaşamın bir gün sona erecekmiş gibi basit.

§ 0

Basit yaşayacaksın.
Mesela susayınca su içecek kadar basit.
Dört çıkacak, ikiyi ikiyle çarptığında.
Tek düğmesi olacak elindeki cihazın;
tek bir düğme, tek bir cümle gibi;

You're a folk tale, the unexplainable

7 Kasım 2010 Pazar § 0

Unknown the unlit world of old. You're the sounds I never heard before.
Off the map where the wild things grow. Another world outside my door.
Here I stand I'm all alone. Drive me down the pitch black road.
you're my only home and I can't make it on my own.

You're a bedtime story. The one that keeps the curtains closed.
And I hope you're waiting for me cause I can make it on my own.
I can make it on my own.

You're the paint can falling off the wall at the door that slams at the end of the hall where the kid rings sounds of basketball. The battle of the earth of the angels. The shifting snow drifts so realistic, so realistic - call you carpet of stars. See there is something in the yard. It's awful dark. With the painted strings, the cross, the good luck charm, the prayer, the extra layer.

§ 0

"Geriye intihar" diye bişey olmalı bence. Çok seviyoruz ölmek istiyoruz, hiç sevilmiyoruz ölmek istiyoruz, çok üzülüyoruz ölmek istiyoruz  vs. Bence o an çok isteyip hiç doğmamış olabilmeliyiz. Nası ölebilme gücüne sahipsek, hiç doğmamış olma gücüne de sahip olabilmeliyiz. Daha kolay çünkü hiç bişeye cesaretimiz yok. En kolayı doğmamış olmak.

§ 0

oh there is too much, there is too much
(and can i? and i cannot, cannot... )

6 Kasım 2010 Cumartesi § 0

uyurken izle(n)mek.
uykuyu değil yanında yatanın güzelliğini izlemeyi tercih etmek.
yanında olduğu için minnettar olmak.

güzel şeyler bunlar.
zaten ütopyalar güzeldir.

§ 4

kadınların sağ duyuları,
daha çok acı çekmeleri için mi ? 
yoksa ;
Daha çabuk olgunlaşmaları için mi ? bu kadar keskin…
*hangisiulan*

morcivertkelebekRT

3 Kasım 2010 Çarşamba § 0

Bazen gerçek, her şeyin yalan gibi görünmesine sebep olur.

Kağıt

§ 1

İtalya'da Mary adındaki kadınların fahişelik yapması yasak.
Fransa'da domuzlara Napolyon adını vermek yasak.

§ 0

baby I wish I was dead

eat, pray, love

2 Kasım 2010 Salı § 2

"People think a soul mate is your perfect fit, and that’s what everyone wants. But a true soul mate is a mirror, the person who shows you everything that is holding you back, the person who brings you to your own attention so you can change your life. A true soul mate is probably the most important person you’ll ever meet, because they tear down your walls and smack you awake."
 
tamda bu filmi izliyordum ki Mrs. Baros bunu paylaşmış. Dedim hemen bloga yansıtmalıyım bunu, e çünkü;
doğru söze. (in italian)